Blog

Koleksiyonculuk

Çocukluktan başlayan koleksiyon merakı, büyüdükçe farklılaşarak içeriği ve niteliği değişiyor. Ve kendimizi çok garip koleksiyonların içinde bulabiliyoruz. Koleksiyonculuk, bir tutkunun tezahürü. Sabır ve özen isteyen bir hobi. Renkli taşlardan kartpostallara kadar sayısız nesneyi bir araya getirerek seyrine doyum olmayan bir manzara oluşturma çabası. Çeşitli stratejilerle biriktirilmeye başlanan objelerin peşine düşerek onları elde etme gayreti. Bazılarımıza bu anlattıklarımız ütopik gelebilir. Ancak çok estetik ve değerli bir sanattır aslında koleksiyonculuk. Bazen biriktirme hastalığı (istifçilik) gibi algılanabiliyor; ancak aralarında bariz farklar var.

Koleksiyonculuk, her şeyden önce bilinçli ve düzenli bir hobidir. Başlı başına bir sanat eseri oluşturma sürecidir. Koleksiyoncular, koleksiyondaki eksik bir parçayı bulduklarında tarifi imkânsız bir mutluluk yaşar. Antikacılık ve pulculuk (filateli), bir koleksiyon türüdür. Retro (eski tarz) objeler, koleksiyonerlerin vazgeçilmezlerindendir. Bazı koleksiyoncular pahalı ve değerli parçalara ilgi gösterir. Bazıları da hemen ulaşabileceği, daha ucuz ürünlerden oluşturur. Nesnelerin parasal değeri elbette önemlidir; ancak olmazsa olmaz değildir. Çocuklukta başlayan hobilerin amaç ve nitelikleri büyüdükçe değişebilir.
Küçükken hepimiz bir şeyler biriktirmişizdir. Örneğin, en ucuz hobi olarak misket, gazoz kapağı, araba kartları, pul, kurumuş çiçekler, peçete, kelebek koleksiyonları oluşturmuşuzdur.

Neden Biriktiririz?

Koleksiyon oluşturma eylemi, genellikle eski, hatırası olan, antika veya değerli eşyaları elden çıkaramadığımızda oraya çıkar. Her objenin anısı vardır, gördüğümüzde farklı hatıraları anımsamaya yardımcı olur. Herhangi bir değer ifade eden, mutlu eden, ulaşılması zor, arayış gerektiren ve eğlenceli objeleri biriktirme eğilimi daha fazla. Ulaşılması ve biriktirilmesi zor, pahalı objelerin daha değerli görülmesi, peşine düşmenin sebebi ve psikolojik bir açıklaması olabilir. Birçok koleksiyoner de bu duyguyla biriktirmeye başlıyor. Yani genel olarak bir dürtünün eseri olarak karşımıza çıkıyor.

Koleksiyonculuk, çocukluk çağlarında başlayan bir hobidir. Çocuklar, yetiştikleri bölge ve aile kültürüne paralel olarak çeşitli objeleri biriktirme eğilimi gösterir. Farklı eşyalara duyulan ilgi, zamanla farklı görülen her şeyi biriktirme alışkanlığı ile devam eder. Çocuklar, bazen de ergenlik gibi bazı dönemlerinde duygusal çıkmazların bir sonucu olarak objelere yönelmeye başlar. “Düşünerek oynama” dürtüsü ile başlayan koleksiyonculuk, içsel bunalımlardan uzaklaştırır. Bu duygularla zamanla gelişerek bir hobi halini alır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir